Aeroelastisite (AE), aerodinamik, elastik ve atalet kuvvetlerin etkileşimi sonucu oluşan yapısal tepkilerin incelendiği bir bilim dalıdır. Uçak kanatları gibi esnek yapıları etkileyen bu fenomen, mühendislikte önemli bir rol oynar.
20. yüzyılın başlarında literatüre giren aeroelastisite terimi, özellikle uçak sanayisinde, esnek yapıların havanın dinamik etkileri altında nasıl davrandığı üzerine yapılan çalışmalarla önem kazanmıştır. Bu bilim dalı, aerodinamik kuvvetler, elastik kuvvetler ve atalet kuvvetlerin etkileşimini inceler. Günümüzde ise havacılık sektörünün yanı sıra, rüzgar türbinleri gibi alanlarda da bu etkilerin analizi yapılmaktadır. Modern simulasyon teknikleri ve gelişmiş mühendislik araçları ile bu etkileşimlerin önceden tahmin ve kontrol edilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu sayede yapısal bütünlük korunabilir ve güvenli operasyonlar sağlanabilir. "Uçuş zarfı" içinde güvenli çalışmayı garanti altına almak için bu etkiler denetlenmektedir.
Aeroelastisite, özellikle havacılık sektöründe inovasyon ve güvenliği artırmak adına önemli bir rol oynar. Bu kavram, uçak tasarımlarında kullanılan yapıların daha hafif ancak aynı oranda dayanıklı olmasını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, müşteri taleplerine daha iyi hizmet verme olanağı sunar ve bu sayede şirketin prestiji artabilir. Aeroelastik yapıların potansiyel titreşim sorunları önceden belirlenebilir. Aerodinamik titreşimlerin kontrol altına alınması, operasyon sırasında karşılaşılan problemleri ve bakım maliyetlerini azaltabilir.
Bir havayolu şirketi, yeni bir uçak modelinin kanat tasarımını değerlendirirken flutter analizlerini de içeren ayrıntılı bir aeroelastik değerlendirme yapar. Bu değerlendirme sayesinde, kanatların uçuş sırasında belirli hızlarda yolcuların rahatsız olmasına veya daha kötüsü kazaya neden olabilecek titreşimlerden kaynaklanan kararsızlıklara yol açmaması sağlanır. Böylece, şirketin yeni uçağı daha güvenli ve konforlu bir şekilde pazarda yerini alabilir.