Kötü niyet tazminatı, işverenin bir çalışanın iş sözleşmesini kötü niyetli bir şekilde sona erdirmesi durumunda ödemekle yükümlü olduğu tazminat türüdür. Çalışanların haksız yere işten çıkarılmalarına karşı korunması amacıyla kullanılan bir kavramdır.
Kötü niyet tazminatı, Türk iş hukuku çerçevesinde, özellikle iş güvencesi kapsamında olmayan, 30'dan az çalışanı bulunan veya 6 aydan az süredir aynı işyerinde çalışan işçilerin güvence altına alınması amacıyla geliştirilmiştir. İşveren tarafından, işçinin fesih öncesinde işyerinde huzursuzluk yaratacak ya da çalışanı farklı bir şekilde mağdur edecek adımlar atılması veya gerçek dışı sebeplerle iş akdinin sona erdirilmesi durumunda, kötü niyet tazminatı devreye girer. Tarihsel süreçte, işgücü hareketliliği ve ekonomik dalgalanmalar gibi faktörler nedeniyle işçilerin haklarını daha etkin bir şekilde koruma ihtiyacı doğmuş ve bu tür tazminatlar daha fazla önem kazanmıştır.
Kötü niyet tazminatı, modern iş yaşamında işveren ile çalışan arasındaki güç dengesizliğini önlemeye yardımcı olur. Bu tazminat türü, işverenlerin keyfi uygulamalarını caydırıcı bir etki yaratır. İşletmeler, çalışan memnuniyetini ve iş güvencesini göz önünde bulundurarak daha dikkatli adımlar atar. Bu, işletmelerin prestijini ve çalışan bağlılığını artırabilirken, olası iş davalarını ve işyeri huzursuzluklarını da minimize eder.
Ali, küçük bir firmada 5 aydır çalışmaktadır. İşveren, fesih gerekçesini belirtmeden, Ali'nin işine son verir. Bunun üzerine Ali, işverenin kötü niyetli davrandığını iddia ederek kötü niyet tazminatı talep eder. İş Mahkemesi, Ali'nin davasını kabul eder ve işverenin kötü niyetli olduğu hükmüne vararak tazminat ödenmesine karar verir. Bu karar, Ali'nin haksızlığa uğramasına karşı bir koruma sağlar ve işverenlerin herhangi bir çalışanı kötü niyetli bir şekilde işten çıkarmaktan kaçınmasını teşvik eder.