Kabotaj, bir ülkenin kendi karasularında deniz taşımacılığı yapma hakkını ifade eder. Genellikle, bu hak yabancı gemilerin o ülkenin iç sularında ticaret yapmasını engeller.
Kabotaj terimi, denizcilik ve ticarette kritik bir rol oynayan bir kavramdır. Tarihsel olarak, Kabotaj hakkı, denizcilik sektöründe millî çıkarları korumak amacıyla belirlenmiştir. Örneğin, 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye Kabotaj hakkını elde etmiştir. Bu, Türkiye'nin yabancı gemilere kendi limanları arasında taşımacılık yapma izni vermediği anlamına gelir ve yerli taşımacılığın gelişmesini teşvik eder. Günümüzde bazı ülkeler perakende ticaret, rekabet ve ticaret dengesi üzerinde çeşitli etkiler nedeniyle Kabotaj düzenlemeleri üzerinde farklı yorum ve yaklaşımlar geliştirebilir.
Kabotaj modern satış ve pazarlama ortamında stratejik bir önem taşır. Bu hak, yerli taşımacılık sektörünü korur ve destekler, bu da yerel işletmelere daha fazla büyüme potansiyeli sunar. Ayrıca, millî ekonomiye katkıda bulunur ve iş gücü yaratır. Kabotajın müşterilere etkisi de dikkate değerdir; yerel taşımacılığın sürdürülebilirliği sayesinde müşterilere güvenilir hizmet sunulur. Sektördeki yenilikler arasında, dijitalleşme ile Kabotaj taşımacılığının daha verimli hâle gelmesi ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımı önem kazanır.
Bir Türk lojistik şirketi, Türkiye'nin çeşitli limanları arasında konteyner taşımacılığı yapmayı planlıyor. Ancak, Türkiye'deki Kabotaj hakları gereği yalnızca Türk bayraklı gemiler bu hizmeti gerçekleştirebilir. Bu nedenle, şirket Türkiye bayrağı taşıyan bir deniz filosuyla çalışır ve böylece yerel ekonomiye katkıda bulunur. Ayrıca, şirketin Türk iş gücünü istihdam etmesiyle birlikte ekonomik büyümeye katkı sağlanır.