Ölü stok, bir işletmenin belirli bir dönem boyunca satmayı başaramadığı, dolayısıyla elde kalan ürünlerdir. Genellikle son kullanma tarihine yaklaşan, moda dışı kalan veya talep görmeyen ürünler Ölü Stok kategorisine girer.
Ölü stok, işletmeler için karlı bir satış sürecinin önündeki en büyük engellerden biridir. Tarih boyunca, stok yönetimi üzerine yapılan çalışmalar, bu tür stokların işletmelerin nakit akışını nasıl olumsuz etkilediğini göstermiştir. Ölü stok, genellikle makroekonomik değişiklikler, tüketici tercihlerindeki ani değişiklikler veya hatalı talep tahminleri sonucu ortaya çıkar. Günümüzde perakende sektörü, teknoloji ve veriden yararlanarak, bu tür stokları minimumda tutmak için envanter yönetimi yazılımlarını ve analitik araçları kullanılabilmekte. Örneğin, Amazon’un tahmine dayalı analiz araçları, hangi ürünlerin hangi depolarda tutulacağını belirleyerek Ölü Stok riskini azaltmakta.
Ölü stok, işletmeler için önemli maliyet unsurlarından biridir ve bu nedenle modern satış süreçlerinde kritik bir öneme sahiptir. Depoda fazla stok bulundurmak, depolama maliyetlerini artırır, nakit akışını etkiler ve fiyat indirimleri veya tasfiye çözümleri gerektirebilir. Ayrıca müşteriler açısından, mağazalarda eski veya talep görmeyen ürünlerle karşılaşmak satın alma deneyimini olumsuz etkileyebilir. Bu bağlamda, Ölü Stokların yönetimi, müşteri memnuniyetini artırmak ve satış potansiyelini gerçekleştirmek için stratejik öneme sahiptir.
Bir giyim mağazası, yaz sezonuna yönelik ürettiği plaj kıyafetlerinden beklenen satışı elde edememiştir. Havaların beklenmedik şekilde serin geçmesi nedeniyle talep azalmış ve mağazanın depoları dolmuştur. Bu durum, mağazayı fiyat indirimleri ve promosyonlar düzenlemek zorunda bırakmış, böylece kar marjı düşmüştür. Gelecekte benzer sorunları önlemek için, işletme dijital stok yönetim araçlarını kullanarak talep tahminlerini daha doğru yapmayı hedeflemiştir.