Türev Araçları, değerleri başka bir varlık veya finansal enstrümana bağlı olan sözleşmeler veya finansal araçlardır. Bu araçlar, riski yönetme, spekülasyon yapma veya varlıkların değerini koruma amacıyla kullanılabilir.
Türev Araçları (Derivative Instruments), genelde belirli bir tarihte ve belirli bir fiyat üzerinden alım veya satım yapma hakkı tanıyan finansal sözleşmelerdir. Türevlerin değeri, genellikle dayanak varlık olarak bilinen başka bir finansal enstrümanın fiyatı üzerinde değişir. Bunlar arasında hisse senetleri, tahviller, döviz kurları ve emtialar yer alabilir. Türev araçlarının kökeni, çiftçilerin gelecekteki fiyat riskini azaltmak için ürünlerini önceden satmak istemesiyle Orta Çağ’a kadar geri gidebilir. 1980’ler ve 1990’lar, finansal piyasaların küreselleşmesi ve teknolojik gelişmelerle birlikte türev piyasalarının büyüdüğü yıllar olmuştur. Günümüzde, yaygın olarak kullanılan türev araçları arasında vadeli işlemler (futures), opsiyonlar, swaplar ve forward sözleşmeleri bulunur. Türevlerin hem spekülatif yatırımcılar hem de riskten kaçınan kurumlar tarafından kullanılabileceği gibi, bazı eleştirmenler türevlerin ekonomik krizlerde rol oynayabileceğini ifade etmektedir.
Türev Araçları, modern finansal piyasalarda risk yönetimi ve stratejik planlama açısından kritik bir rol oynar. İşletmelerin piyasa dalgalanmalarını toparlamasına veya potansiyel kayıp risklerini azaltmasına yardımcı olabilir. Örneğin, bir şirket döviz kuru riskiyle karşı karşıyaysa, türev araçlarını kur riskine karşı korunma amacıyla kullanabilir. Aynı zamanda, türev araçlarının piyasadaki likiditeyi artırması ve daha fazla yatırımcıyı piyasaya çekme potansiyeli vardır. Özellikle, dijital platformlar ve blockchain teknolojisiyle türev ticaretinde yenilikler ve değişimler gözlemlenmektedir. Bu araçların sunduğu esneklik ve çeşitlilik, şirketlerin finansal hedeflerini yönlendirmesini kolaylaştırır.
Bir tarım şirketi, sonraki yıl hasat edilecek buğday için fiyatların düşeceğinden endişe etmektedir. Bu endişeyi gidermek için şirket, vadeli işlem sözleşmesi yoluyla belirli bir miktarda buğdayı bugünün fiyatından bir yıl sonra teslim edilmek üzere satmayı taahhüt eder. Böylece, şirket buğday fiyatlarındaki olası düşüşe karşı korunmuş olur ve sabit bir gelir elde eder.