Cam kokpit (Glass Cockpit), geleneksel analog göstergeler yerine dijital ekranların kullanıldığı hava araçlarının kokpit düzenidir. Bu sistem, pilotlara daha fazla veri ve daha iyi bir görsel deneyim sunar.
Cam kokpit (Glass Cockpit) kavramı, ilk olarak 1970'lerde ortaya çıkmıştır. O dönemdeki havacılık gelişmeleriyle birlikte, havacılık sektörü daha modern ve ileri teknoloji çözümler arayışına girmiştir. Cam kokpit, bu teknolojik gelişimin bir parçası olarak hem ticari hem de özel hava araçlarında dijital ekranlar aracılığıyla uçuş bilgileri, sistem durumu ve diğer kritik verilerin daha düzenli bir şekilde sunulmasını sağlar. Günümüzde, modern uçaklarda bu yapı standart hale gelmiştir ve çeşitli hava yolu şirketleri tarafından kullanılmaktadır. Tarihsel olarak, cam kokpit kavramı pilotların iş yükünü azaltmak ve uçuşun güvenliğini artırmak amacıyla geliştirilmiştir. Farklı versiyonları olsa da, temel prensip her zaman pilotlara daha kapsamlı ve kolay bir kullanıcı deneyimi sunmak olmuştur.
Cam kokpit (Glass Cockpit) teknolojisinin modern satış süreçlerindeki önemi büyüktür. Bu sistem, uçakların operatörleri için veri odaklı karar alma süreçlerini kolaylaştırır. İşletmelere, özellikle havacılık sektörüyle ilgili olanlara, daha iyi bir operasyonel verimlilik ve müşteri memnuniyeti sağlar. Dijital ekranlar aracılığıyla bilgiler düzenli ve okunabilir bir şekilde sunulduğu için pilotlar ve teknisyenler daha hızlı tepki verebilir. Cam kokpit sistemi, seyahat güvenliğini artırdığı gibi maliyetleri düşürme potansiyeline de sahiptir. Sektöre getirdiği önemli değişimlerden biri, bakım süreçlerinin daha etkin ve sürdürülebilir hale gelmesidir.
Ticarî bir havayolu şirketi, filosunu daha modern hale getirmek ve yakıt verimliliğini artırmak için yeni cam kokpit teknolojisine sahip uçaklar satın alıyor. Bu yeni uçaklar, pilotlara yolcu bilgileri, hava durumu ve rota verilerini entegre bir şekilde sunarak hem uçuş süresini hem de yakıt tüketimini optimize ediyor.