Asgari ücret, çalışanlara yasal olarak ödenmesi gereken en düşük maaş miktarını ifade eder. Çalışanların geçimlerini sağlamak ve işverenlerin haksız düşük ücret uygulamalarını önlemek amacıyla belirlenir.
Asgari ücretin tarihsel gelişimi, sanayi devriminden sonra işçi haklarının korunması gerektiği fikrinin yayılmasıyla başlamış ve birçok ülkede yasal bir düzenleme haline gelmiştir. Asgari ücret düzeyi, ülkenin ekonomik durumu, yaşam maliyeti ve sosyal politikaları göz önünde bulundurularak belirlenir. Örneğin, bazı ülkeler asgari ücreti belirli aralıklarla enflasyona göre güncellerken, diğerleri sosyal diyalog süreçleriyle belirler. Yine bazı bölgelerde farklı ekonomik sektörler için farklı asgari ücret oranları uygulanabilir.
Asgari ücret, işçilerin yaşam standartlarını korurken, işletmelerin sürdürülebilir ücret politikaları geliştirmesine olanak tanır. İşverenler, belirlenen bu minimum ücreti ödemek zorunda kaldığı için, çalışanlarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi sağlanır. Bu uygulama, ekonominin genelinde alım gücünü artırarak ekonomik büyümeyi destekler. Buna ek olarak, işletmelerin çalışanlarına adil bir ücret sağlaması, çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını artırabilir. Bu da genel verimliliği pozitif yönde etkiler.
Bir ülkenin hükümeti, enflasyon oranlarının artması sonucu çalışanların geçim sıkıntıları yaşadığını tespit eder. Bu durumu hafifletmek amacıyla, 2024 yılında yüzde 10 oranında bir asgari ücret artışı yapılmasına karar verir. Bu artış, işçilerin alım gücünü artırarak, genel yaşam standardını yükseltirken, işverenlerin işgücü maliyetlerini de yeniden değerlendirmelerine yol açar. Böylece ekonomik denge sağlanmış olur.