İhbar tazminatı, bir iş sözleşmesinin işçi veya işveren tarafından feshedilmeden önce belirli bir süre içinde karşı tarafa bildirimin yapılmaması durumunda ödenmesi gereken bir tazminat türüdür. İş Kanunu'na göre, işçinin işine son verilmesi ya da işçinin işten ayrılması durumunda ihbar süreleri belirlenmiştir.
İhbar tazminatının kökeni, çalışma ilişkilerinde tarafların ani kararlarla ekonomik ve sosyal olarak zarar görmelerini önlemeye dayanır. Örneğin, bir işverenin, bir işçiyi hemen işten çıkarmak yerine, yasa ile belirlenen ihbar süresi sonunda iş sözleşmesini feshetmesi gerekir. Bu süre işçinin işyerinde geçirdiği süreye göre değişkenlik gösterir. Genellikle 2 haftadan başlayıp, işçinin çalıştığı süreye göre 8 haftaya kadar uzanabilir. İhbar tazminatı, işçinin iş güvencesini sağlamak açısından da önemli bir araçtır ve uzun yıllardır çalışma hukuku kapsamında yer alır. Farklı ülkelerde bu tür tazminatların yapısı ve uygulama detayları değişiklik gösterebilir.
Modern iş dünyasında ihbar tazminatı, hem işverenler hem de çalışanlar için önem taşır. Çalışanlar açısından işten çıkarılma beklenmedik bir durum yaratabilir ve ekonomik sıkıntılara sebep olabilir. Bu tazminat, çalışanların iş bulma sürecinde finansal olarak desteklenmesini sağlar. İşverenler için ise bu süreç, iş gücü planlaması yaparken operasyonel aksamaların önüne geçilmesi açısından kritik olabilir. İhbar tazminatı, iş güvencesi kavramını destekleyerek işçi-işveren ilişkilerinde daha demokratik ve adil bir ortam yaratır.
Örneğin, Ali Bey, bir şirkette 3 yıl çalıştıktan sonra, işveren tarafından işten çıkarılmaya karar verilmiştir. İşverenin, Ali Bey’e en az 6 hafta önceden bu durumu yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Eğer işveren bu süreye uymadan anında işten çıkarma kararı verirse, Ali Bey’e 6 haftalık ücretine denk gelen ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilir. Bu durumda Ali Bey, yeni bir iş ararken ekonomik olarak desteksiz kalmamış olur.